
Miras, bir kişinin vefatı ile geriye kalan hakları, alacakları ve borçlarıdır. Yani aktif değerler (alacaklar, malvarlıkları) miras kavramının içerisinde olduğu gibi borçlar da miras sayılmaktadır. Mirası bırakan kişi muris, müteveffa terimleri ile açıklanmakta olup mirası edinen kişilere mirasçı denilmektedir.
Mirasa ilişkin yasal hükümler Türk Medeni Kanunu’muzun 495. Maddesi ile 682. Maddesi arasında düzenlenmiştir.
Kanunumuz YASAL MİRASÇILARI 4 başlıkta saymıştır. Bunlar; kan hısımları, sağ kalan eş, evlatlık ve devlettir. Çocukları, ana-baba, büyük ana-büyük baba, evlilik dışı hısımlar (tanıma yoluyla gelen evlilik dışı çocuk) ve evlatlık kan hısımlarındandır.
Hukuk sistemimizde miras bırakanın eşi, çocukları, ana-babası ve torunları saklı paylı mirasçıları olarak kabul edilir. Yani miras bırakan malının tümü üzerinde bir tasarrufta bulunmuş olsa dahi öldükten sonra bu kişilerin saklı miras payları kanun tarafından korunur.
Miras Pay Oranları
Türk Medeni Kanunu’na göre, vefat eden kişinin, eşinin miras oranı, miras bırakanın çocukları yok ise ½ oranındadır. Diğer kalan ½’lik miras payı ise vefat eden kişinin ana-babasına aittir. Eğer vefat eden kişinin çocuğu varsa ise bu miras oranları farklılık göstermektedir. Bu takdirde hayatta kalan eşin miras payı oranı ¼’tür. Geri kalan ¾ ise çocuklara veya çocuğa aittir. Eğer miras bırakanın çocuğu kendisinden önce vefat etmiş, fakat çocuğunun çocuğu mevcut ise miras payı ona geçmektedir. Miras bırakan kişinin büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalmaktadır. Murisin geriye hiç mirasçısı kalmamışsa miras Devlet’e aittir.
Vasiyetname Açılması Usulü
Kişiler üzerlerinde bulunan hakları, alacakları öldükten sonra geçerli olmak koşuluyla vasiyetname yaparak tescil edebilirler. Vasiyetname resmi, sözlü, el yazılı şekillerde yapılabilir. Resmi vasiyetname ispat açısından en kuvvetli olanıdır. Kişiler noter vasıtasıyla resmi vasiyetname yapabilir. Kişinin ölümünden sonra nüfus kayıtlarından düştüğü sırada bu vasiyet tespit edilir ve ilgili Nüfus Müdürlüğü tarafından ilgili Savcılığa bilgi verilir. Savcılık makamı tarafından da ilgili Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bildirimde bulunularak 1 ay içerisinde ilgililere tebligat çıkarılarak vasiyetnamenin açılıp, okunacağı bildirilir. İlgililerin katılımı ile vasiyetname açılır ve okunur. Bu süreçten sonra itirazın bulunanların 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde vasiyetnamenin iptaline yönelik dava açma hakları vardır. İlgili vasiyetin açılmasında bulunmamışsa 1 yıllık süre kendisinin ilgili olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlamaktadır.
Uygulamada en sık görülen miras hukuku davası ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davalarıdır. İş bu davalar dava şartı arabuluculuk kapsamında bulunmakla dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulması zorunludur. Davalarda görevli mahkemeler Sulh Hukuk Mahkemesi olmakla yetkili mahkeme ise ilgili taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
Avukat Umut KILIÇARSLAN HUKUK BÜROSU olarak Miras Hukuku alanında doğan uyuşmazlıklar, ortaklığın giderilmesi süreci, paylı mülkiyete geçiş süreçleri, tenkis davaları ve genel anlamda mirasla alakalı uyuşmazlıklarda hukukçu ve arabulucu olarak hizmet vermekteyiz.
Ayrıntılı bilgi için iletişime geçiniz…